Kocaeli'de Yeniden Refah Coşkusu

Partimizin Kocaeli İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kocaeli girişinde büyük bir araç konvoyu ile karşılanan Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan salona gençlik kollarının coşkulu karşılamasıyla girdi.

Atatürk Kapalı spor Salonunda gerçekleşen kongreye Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan'a Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Ener, Fatih Öztek ve Yücel Mollaismailoğlu eşlik ettiler. Kongreye binlerce vatandaşın yanı sıra STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, Yeniden Refah Partisi Kurucular Kurulu üyeleri, İl Başkanları katıldı.

İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan kongrede divan başkanlığına Genel Başkan Yardımcımız Fatih Öztek seçildi.

Kongrenin açılış konuşmasını yapan İl Başkanımız Mehmet Aras " 1960'dan beri siyasetin içerisinde olan, 70 yaşını geçmiş bir abiniz olarak şu müjdeyi veriyorumki yapılacak olan ilk genel seçimlerde partimiz meclise girecek Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan Cumhurbaşkanı olacaktır. Buradan ilan ediyorum Edirne'den Kars'a kadar tek kurtuluş reçetesi Milli Görüş'tür, Yeniden Refah Partisi'dir. Kurtuluş Titanik gemisine binmek değil, Nuh'un gemisine binmektir" dedi.

Genel Merkez Tanıtma Başkanlığı tarafından hazırlanan sinevizyon gösterimi ile devam eden kongrede konuşmasını yapmak üzere kürsüye Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan çıktı. Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan'ın kürsüye gelişi ile birlikte salonda büyük bir heyecan dalgası oluştur. Yapılan tezahüratlar nedeni ile konuşmasına uzun süre başlayamayan Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan konuşmasına Kocaeli halkına teşekkür ederek başladı.

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan konuşmasında şunları söyledi;

"Biz ne demiştik; Ey Dünya Siyonizmi, Ey Irkçı Emperyalizm. Biliniz ki bugüne kadar izledikleriniz filmin fragmanıydı. Filmin asıl sahnesi şimdi başlıyor. İşte Milli Görüş, işte Yeniden Refah Partisi, işte Kocaeli.

Şu salonda yaşadığımız bu heyecan, bu aşk, bu coşku bizlere 1991'in, 1994'ün, 1995'in o zaferlerle dolu günlerini hatırlatıyor. Bu coşkunuz, bu sevginiz Milli Görüşedir. Bu yaşadığımız aşk ve heyecan bize Ebu Eyyüb el Ensari'nin, Hacı Bayram Veli'nin, Sultan Abdulhamit Han'ın ve Erbakan Hocamızın himmetidir.

Erbakan Hoca'nın vefatından sonra prensiplerden sapanlar oldu. Erbakan Hoca'nın yolundan yürümek, onun prensiplerine uymakla olur. Erbakan Hoca'nın bizlere öğrettiği Milli Görüş prensiplerine 8 senedir 40 tane aykırı iş yapıp hala bu yanlışlara devam edip, yine de peşinizden gelmemizi bekleyemezsiniz. O devir kapanmıştır. Erbakan Hocamızın Milli Görüş sancağı ikinci 40 yılda Yeniden Refah Partisi tarafından taşınacaktır.

Biz kinle, hasetle, hırsla, intikam duygusayla gelmiyoruz. Kim yapmış olursa olsun, hayırlı hizmetleri takdir etmek, yapanları tebrik etmek için geliyoruz. Biz, 'mevcut iktidar gitsin de ne olursa olsun' anlayışıyla değil, 'bu milletin sorunları çözülsün de kim çözerse çözsün' anlayışıyla siyaset yapıyoruz. Biz yıkmak için değil, yapmak için geliyoruz.

Yapılan hizmetlere teşekkür etmek, Milli Görüş'ün geleneklerinden bir tanesidir. Buna rağmen elbette ki eksik gördüklerimizi tamamlamak için geliyoruz. Yapılan yanlışları milletimizin, İslam aleminin menfaatine olacak şekilde düzeltmek için geliyoruz.

Biz bu yaşanan sıkıntıların hesabını sormadan önce, evimizdeki bu yangını söndürmek için yola çıktık.

Biz Yeniden Refah Partisi olarak ülkemizin en temel meselelerinden birisi olan ekonomi konusuna en büyük hassasiyeti gösteriyoruz. Bugün Türkiye'de 82 milyon vatandaşın uçan kuşa borcu var. Biz millet olarak Cumhuriyet tarihinin en borçlu dönemini yaşıyoruz. Özel sektör, devlet ve millet olarak toplam borcumuz 900 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu 900 milyar dolar borçtan dolayı her sene devlet, millet ve özel sektör 100 milyar dolar borç faizi ödemek zorundayız. Bu Erbakan Hoca'mızın tabiriyle 'Firavunların piramitlerine taş taşıyan köleler haline gelmişiz haberimiz yok' Sadece vatandaşın bireysel olarak bankalara borcu 2002 yılında 6 milyar lirayken, 2018 yılına gelindiğinde 550 milyar liraya çıkıyor. Bu, bu iktidar döneminde vatandaşın bankalara borcu 90 misli artmış demek. Bu tam bir felakettir.
 
Bu iktidar döneminde vatandaşın bankalara borcu 90 misli artmış durumunda. 2002 yılında sadece vatandaşın bireysel olarak bankalara borcunun 6 milyar lira iken 2018 yılına gelindiğinde 550 milyar liraya çıkıyor. Bu, bu iktidar döneminde vatandaşın bankalara borcu 90 misli artmış demek. Bu tam bir felakettir.
 
Türkiye'mizde uzun zamandan beri bir Andımız tartışması sürüp gidiyor. Bu Andımız'ı okusak mı, okumasak mı aylardan beri bu tartışmaların içerisindeyiz. Biz milli görüş olarak ne diyoruz; ey benim değerli kardeşim, ey 82 milyon memleket evladı, sen dış güçler tarafından sömürüldükten sonra, işsizliğe, fakirliğe, açlığa mahkum edildikten sonra firavunların piramitlerine taş taşıyan köleler haline getirildikten sonra kardeş kanı aktıktan sonra, terör alıp başını gittikten sonra, ne mutlu Türk'üm desen ne olur, ne mutlu Kürt'üm desen ne olur? Biz insanlarımızın ne mutlu Türk'üm, ne mutlu Kürt'üm, ne mutlu Arap'ım diyerek değil; biz insanımızın ne mutlu çalışacak işim var, ne mutlu huzur içinde yaşayacak vatanım var, ne mutlu kimseye muhtaç olmadan evimi geçindirecek gelirim var diyerek mutlu olmalarını sağlayacağız. Asıl mutluluk budur.
 
Birilerini kırmak dökmek için değil, biz dost acı söyler prensibiyle söylüyoruz. Eğer bu gemi batarsa iktidardakiler de, hepimiz birlikte batarız. Biz bu gemi batmasın, hepimiz birlikte batmayalım, iktidardakiler de, muhalefet de, 82 milyon da kurtulsun diye bu tespitleri yapıyoruz. Biz mevcut iktidar gitsin de ne olursa olsun anlayışıyla değil, bu sorunlar çözülsün de kim çözerse çözsün anlayışıyla hareket ediyoruz. Ülkemiz için milletimiz için uyarı vazifemizi yapıyoruz. Biz kavga için değil, milletimizin derdine derman olmak için geliyoruz. Sanayi ve teknoloji seferberliğini, Ar-Ge seferberliğini başlatacağız. Devlet olarak babayiğit aramayacağız, devletin kendisi babayiğit olacak.